2 Haziran 2010 Çarşamba

Görülesi iki yeni film


Sinemalara gelmesi için can attığım iki yeni filmden haberdar oldum sevgili okur. Birincisi Tribeca Film Festivali'nde gösterilen bağımsız bir sci-fi romantik komedi. Adı da TiMER. 14 yaşına bastığında dilersen koluna taktırdığın bir sayaçla ruh ikizinle tanışmana ne kadar kaldığını geri sayabildiğin bir dünyada geçiyor. Gençlik yıllarımızın bir kısmını eşimizi arayarak veya onunla tanışacağımız günü bekleyerek veya tanıştığımız kişinin eşimiz olup olmadığını anlamaya çalışarak geçirdiğimizi düşünürsek, böyle what if?'li bir komedinin sağlayacağı gerçekçi perspektife ne kadar ihtiyacımız olduğu anlaşılır.
Bu merak 1.
Merak 2 de Grease filmi tekrar sinemalara geliyormuş. Yalnız bu sefer Sing a Long şeklinde. The original high school musical diye lanse ediyorlar. Sinemada seyirciler hep birlikte şarkıları söylüyor anladığım, summer lovin.. happened so fasssst.... Enteresan bir deneyim!

1 Haziran 2010 Salı

Festival Günlüğü

Hello Mello sevgili okur, 1 ay rötarla Festival'de izlediğim filmlerden önerdiklerimi kısa kısa birkaç cümle ile anlatacağım:

1. Greenberg: Festival'in popüler filmlerinden bir tanesiydi. Ben Stiller bir dramada başrolde çok başarılı. Dokunaklı bir orta yaş bunalım filmi.

2. Ben ve Orson Welles / Me and Orson Welles: Tiyatroyu sınırlarda anlatan, izleyiciyi diken üstünde tutan, hareketli ve heyecanlı bi film. 1930'larda New York'ta geçiyor. (Herkesin elinde sigara /püro anlayacağın). Richard Linklater çekmiş, açılış sahnesindeki diyaloglar Before Sunrise'ı acayip andırıyor.

3. Başka Dilde Aşk: Festivalde yarışma dışı gösterilen bir Türk filmi. Okan Bayülgen çok metetti diye gittim, beğendim. Ama yeni bir Türk filmi, yani senaryoya sığdırılmaya çalışılmış bir avuç alakasız konu bazen boğabiliyor. Ama karakterler çok sevimli, iki sevgili dünyaya karşı, sen de onlara içten içe tezahürat ediyosun film boyunca.